Suskunluğum
Belki de bir kabulleniştir
Siz bilmezsiniz!
Hangi suskunluklarımızın altında
Hangi çığlıkların yattığını
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Hangi gecelerde
Hangi rüyalara yatıp
Ne tür kabuslarla uyandığımı
Siz bilmezsiniz!
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Yaşamanın nasıl ağır bir yük olduğunu
Her günün sabahının
Bir ömürlük sancı olduğunu
Siz bilmezsiniz!
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Olan herşeyi
Kendimin büyüklüğüne
Sizlerinse küçüklüğüne veriyorum
Şimdi desem ki
Ben sizin yaşınızdayken!
Yok! Anlamazsınız
Eyvah!
Babamın yine nostalji sancıları tuttu diyeceksiniz belki
Haklısınız
Benim çok hikayelerim var
Şu an gibi yaşadığım eski hikayelerim
Sefil, mahcup, mahzun ve kimsesiz gölgelerin altında
Hangi umutları yeşerttiğimizi
Yüreklerimizde
Hangi sevinçleri beslediğimizi
Siz bilmezsiniz
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Zamanın zoru nedir?
Hangi zaman kolaylaştırır
Hangi zorluğun altında
Nasıl var olur insan
Ve nasıl nefes alır
Ve bütün bu zorlukları
Hiç kimseye sezdirmeden
Nasıl yapar ve nasıl yaşar bir insan
Siz bilmezsiniz
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Öyle el bebek gül bebek büyümedik biz
Muhteşem oyuncaklarımızda olmadı
Kendimiz yapardık oyuncaklarımızı
Ve kendimiz kurardık oyunlarımızı
Aslında öyle ahım şahım çocukluğumuz da olmadı
Gençliğimizde
Biz her zaman çalıştık
Biz sadece çalıştık
Sabahın aydınlığı çökmeden üzerimize
Sıcak yataklarımızdan kalkıp
İşe koyulmaktı bizim oyunumuz
Haftasonlarında
Oyuncak arabalar yerine
Sokaklarda el arabalarını iteklemekti bizim oyunumuz
Siz bilmezsiniz
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Merhameti öğrenemezseniz
Sevemezseniz
Bilemezsiniz
Ötekilerini hissedemezsiniz
Bir başkasının kaşığında bir yudumluk çorba
Bir tadımlık lokma olmayı
Bir başkasının sabahında güneş
Bayramında sevinç
Yüreğinde küçücük bir umut
Yalnızlığında dost olmayı
Siz bilmezsiniz
Onu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Suskunluğum
Muhteşem dünyalarda yaşamamdan değildir
Suskunluğum
Kayıtsızlıktan ve boşvermişlikten değildir
Suskunluğum
Bütün çığlıklarımı sakladığım yerdir
Kimse üzülmesin diye saklandığım yerdir
Kalplerde merhamet ışığı parlar diye
Dudaklarımı dört büklüm kasım kasım kasarak
Ve sesimi kısarak
Bizleri var edenin Rahmetine sığındığım yerdir
Siz bilmezsiniz
Bunu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim
Acziyetimiz anlaşılmasın
Ve yoksulluğumuz horlanmasın diye
Gecenin zifiri karanlıklarında
Gözyaşlarımızı yastıklarımıza boca ederek
Ve sabahın ilk ışıklarıyla
Biz yine
Bir zeytin tanesinde mutluluğumuzu yakalamaya
Ve umutlarımıza tutunmaya çalışırdık
Ve hayatı
Çilekeş bir annenin onurlu duruşunda öğrendik
Aynı vakarla
Belki kırıldık
Kahrolduk zaman zaman
Yenildik
Üzüldük
Ve lakin
Kimselere fark ettirmeden
Hayatı çoğaltmaya çalıştık
Bu ne menem bir duygudur
Ve nasıl ağır bir yaşanmışlıktır
Siz bilmezsiniz
Bunu ancak bir Allah
Ve bir de ben bilirim